Cilde uygulanan dolgu maddeleri, hem erkekler hem de kadınlar için karmaşık cerrahi müdahaleler gerektirmeyen, tek bir seferde aylar, belki de yıllar boyu görünümlerini iyileştirmekte kullanılan, giderek popülerlik kazanan yollardan biridir.

İşin aslına bakılırsa, dermal dolgu maddeleri, kişisel görüntünüzün iyileşmesi için birden fazla seçenek sunar ve kozmetik cerrahi karşısında giderek daha ciddi bir alternatif olarak ön plana çıkar. Yapılan değişiklikler tek bir seferlik enjeksiyonlarla kalıcılık sağlayamasa bile istenilen düzeylerdeki değişikliklerin ancak dermal dolgu maddeleri sayesinde mümkün olabileceği kesindir.

Dolgu uygulamalarının birden fazla etkisi vardır. Örneğin, burnunuzdaki ve ağız çevrenizdeki kırışıklıkları yumuşatabilirsiniz. Yanaklarınız daha hacimli ve daha az batık bir görünüm kazanabilir. Tedavi sayesinde dudaklarınıza dolgun ve hoş bir görüntü katabilirken, gözaltınızdaki gölgeleri ve torbaları yerinden edebilirsiniz. En önemlisi, yüzünüz çok daha simetrik bir görüntü kazanabilir. Çene kırışıklıkları ve çukurlarının düzeltilmesiyle, bu simetri çok daha üst düzeylere çıkarılabilir.

Dermal dolgu maddeleri kullanılarak yapılan tedaviler, son derece kişiseldir ve istenildiği kadar kişiye özel bir hale sokulabilir. Doktorunuz taşıdığınız tüm kaygıları hafifletmek ve mümkünse yok etmek için size özel bir tedavi rotası oluşturacaktır. Tedavi sürecinde temel tedavi rotanıza ek olarak uygulanacak bakım enjeksiyonları ile tatmin edici sonuçlara ulaşmanız sağlanacaktır.

Dermal Dolgu Maddeleri Herkes İçin Güvenli midir?

Doktorunuz durumunuza göre size birkaç çeşit dolgu seçeneği sunacak ve bunlar arasından seçim yapmanıza imkân tanıyacaktır. İçerdiği madde, durumunuza uygun değil diye bir dermal dolgudan istifade edemiyorsanız, size derhal bir başka alternatif sunulacaktır. Genel olarak aşağıdaki koşulları karşılıyorsanız, dermal dolgu enjeksiyonu yaptırmanızın önünde herhangi bir engel olmadığı söylenebilir:

• Oldukça sağlıklı bir birey olmak,
• Aktif bir cilt parlaması ya da rahatsızlığına sahip olmamak,
• Dolgu malzemesine karşı alerji geliştirmemek,
• Hamile yahut emzirmiyor olmak,
• Yirmi yaş üstü bir yaş aralığında olmak.

Doktorunuz sağlık durumunuzu ve hedeflerinizi değerlendirdikten sonra, sizin için en güvenilir ve en etkili dolgu maddesini size önerecektir. Doğru ellerde yapılan bir dolgu işlemi, yüz ifadesini hiç değiştirmez ve zamanla cildinizin kaybettiği kimi özellikleri yeniden yapılandırır. Gerçekten de derin kırışıklıklara ve doku kaybının yüksek olduğu alanlara uygulanan dolgu işlemi, yüzünüze çok daha genç ve güzel bir görünüm kazandırır.

Dolgu İşlemi Nasıl Uygulanır?

Klinik ortamda doktorunuzun uygulaması gereken dolgu işlemi, ortalama 10-15 dakikalık bir zaman zarfında hayata geçirilir. Hiçbir ağrı sızı oluşmaz ve normal gündelik rutinlere zaman kaybetmeden dönersiniz. Uygulamanın ortaya koyduğu sonuçlar, oldukça doğaldır ve yapay bir görüntü oluşması gibi sorunlar söz konusu olmaz. Dolgu uygulamaları özelinde en fazla başvurulan türün hyalüronik asit olması, rastlantı eseri değildir. Ciltte azalan hyalüronik asit seviyesinin yerine konmasıyla birlikte ciltteki kollajen üretiminin artması, cildin canlılık kazanması, sıklaşması ve parlaklık kazanması gibi olumlu etkiler ortaya çıkacaktır.

Gerçek şu ki, günümüz dünyasında en çok başvurulan ve en çok güven beslenen estetik dolgu malzemesi, hyalüronik asittir. Bu malzemede hayvansal ham madde bulunmaz ve ciltle, daha doğrusu cilt dokularıyla uyumlu olan maddeler barındırır. Genetik ve zamansal durumlar nedeniyle, cildimiz seneler içerisinde doğal biçimde daha az hyalüronik asit üretme eğilimine girer. Bunun sonucunda cildin daha kuru ve daha ince bir görüntü kazanması ile ciltte kırışıklıkların oluşması söz konusu olur. Alındaki, çene ucundaki kırışıklıklarda, dolgunluğunu kaybetmiş yüz bölgelerinde (yanak ve dudaklarda) güvenle kullanılan hyalüronik asit dolgularının cildin hacim kazanmasına ve daha genç bir görüntü edinmesine katkıda bulunduğu söylenebilir. Yüzde zamana bağlı biçimde meydana gelen çeşitli deformasyonların ortadan kaldırılması adına, hyalüronik asitli dolguların çok ciddi bir işlemsel değere sahip olduğu söylenebilir.

Hyalüronik asit cilde enjekte edildikten sonra, zaten cildinizde mevcut olan hyalüronik asitle birleşerek çok daha hacimli bir görüntünün ortaya çıkmasına yol açar. Hastanın gereksinimi doğrultusunda, hyalüronik asit dolgusu, botoks uygulamaları, ışık tedavisi ve vitamin enjeksiyonu ile birleştirilerek uygulanabilme özelliğine de sahiptir. Bu kombinasyonlar sayesinde hyalüronik asit işleminin etkinliği ve kalıcılığı arttırılacaktır. Bilindiği gibi, hyalüronik asit, hâlihazırda insan vücudunda kendiliğinden var olan bir şeker-protein bileşimine verilen özel isimdir. Eklemlerdeki kayganlığı arttırmak, hücre bölünmesine katkıda bulunmak ve cildin gerginliğini korumak gibi çok önemli rolleri vardır.

Dolgu Uygulaması Kimlere Yapılabilir?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi dolgu işlemleri, derin kırışıklıkların var olduğu alanlara yahut ciltte doku kaybı yaşanmış bölgelere uygulanmaktadır. Yüze dolgunluk veren etmenlerin en başında ise yağ tabakasını saymak mümkündür. Yer çekiminin zaman içerisinde yaptığı olumsuz etkiler yüzünden yüzdeki yağ tabakasında eksilmeler meydana gelir. Bu durumun doğal sonucu, yüzün aşağı doğru sarkmasıdır. Bahsi geçen bölgelere, yağ enjeksiyonuna ek olarak, bazı başka dolgu işlemlerinin tatbik edilmesi de mümkündür. Dudak dolgusu ile dudak kenarı dolgusunun çok sık biçimde yapıldığı alanlar, nazolabial alan denen yanak-burun arası bölge ile yanaklar ile kulak arasında kalan elmacık kemiği çizgisidir. Bu bölgeler özelinde hacim kaybı yaşamakta olan her bir kimseye dolgu işlemi gönül rahatlığıyla uygulanabilir.