KÖK HÜCRE İLE YAĞ ENJEKSİYONU

  • Kök Hücre

Vücudumuz esas itibariyle kök hücrelerden meydana gelir ve bu hücreler, hem diğer yapılara dönüşebilme hem de çoğalabilme vasıfları sebebiyle kök hücre adı altında sınıflandırılırlar. Bütün kök hücrelerin aynı yetenek seviyesine ve olgunlaşma biçimine sahip olduğunu düşünmek doğru değildir. Doku grupları, bu bağlamda kök hücrelerin sınıflandırılması açısından önemli bir kıstastır.

Canlıların ya da organizmaların kök hücreler olmadan ne vücut bulmaları ne de vücutlarında somutlaşan yaşamı yeniden üretebilmeleri söz konusu olabilir. Yaşamın biricik kaynağı kök hücrelerdir ve son zamanlarda gerçekleştirilen kimi çalışmalar, yaşamsal kaynağın taşıyıcısı olan kök hücrelerin tıbbi tedavilerde işe koşulmasının mümkün olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Tedavi maksadıyla işe koşulan kök hücrelerin, belirli başka doku hücrelerine dönüşebilme yeteneğine sahip öncü diye sınıflandırılan doku hücreleri olması, bir başka deyişle embriyonik halde bulunan kök hücrelerden oluşmaması önemli bir ayrımdır.

  • Kök Hücrelerin Fonksiyonları

Tüm insanlar, dokularında sayısız erişkin sınıfına sokulabilecek kök hücre taşır. Daha sonraki bir aşamada, bu erişkin kök hücrelerinin doku hücrelerine dönüşmesi gibi bir durum söz konusu olur. Oluşan taze doku hücrelerinin temel amacı, hastalıkların ve türlü çeşitli yaralanma durumlarının yanı sıra, bir dizi diğer faktör tarafından tetiklenen dokuların hasar görmesi ya da kaybedilmesi durumunu ortadan kaldırmaktır. Bir kişinin vücudunda şu ya da bu nedenle meydana gelen bir yara iyileşmesi ancak bu sayede vuku bulabilir. Ancak bu mantık, sadece yaşlanma sürecinde askıya alınmaktadır; zira yaşlanma, belirli bir zamansal sürece yayılmış olan bir doku kaybı hadisesi olduğundan, doku hücrelerini yeniden aktive etmesi gibi bir durum burada geçerli değildir.

Geçmişte, kök hücrelerin yalnızca kemik iliklerinden edinilmesi mümkündü. Cerrahi iğnelerin kemik iliğine temas etmesi, bunu takip eden biyopsi işlemi ve zaten az miktarda alınmış olan kök hücrelerin çoğaltılması mecburiyeti, hem zaman alıcı hem de ağrılı bir uygulamaydı. Yepyeni bilimsel irdelemeler bize göstermiştir ki kemik iliğinde bulunan kök hücrelerin neredeyse onlarca katı, yağ dokularında zaten mevcuttur. Üstelik teknolojik olanakların sağladığı kolaylıklar sayesinde, kök hücrelerin yağ dokularından ayrıştırılabilmesi oldukça basit bir işlemdir. Kök hücrelerin ayrıştırılması işleminde yağ hücresinin zarar görmesi gibi bir durum söz konusu olmaz.

  • Kök Hücreler Nerelere Uygulanabilir?

Uygulama alanı olarak birçok vücut bölgesinden bahsedilebilir. Yüze, kalçalara, bacak bölgesine, göğüslere ya da vücutta dolgunluk yapan çeşitli bölgelere uygulanması mümkündür. Kullanım alanlarını kısaca şöyle sıralayabiliriz:

  • Ameliyatsız meme büyütme işlemi
  • Popo dolgunlaştırma işlemi
  • Bacakların kalınlaştırılması işlemi
  • Yara izlerinin neden olduğu çöküklerin ortadan kaldırılması işlemi
  • Penis kalınlaştırma işlemi
  • Vücut konturlarının düzeltilmesi işlemi
  • Liposuction nedeniyle ortaya çıkan düzensizliklerin giderilmesi işlemi
  • Ellerde görülen yaşlanma

Kök hücresi bakımından zenginleştirilmiş yağ dokusu transferinin, klasik yağ dokusu transferi işleminden farkı şudur: Klasik yöntemde enjekte edilen dokuların kendilerini besleme özelliği yoktur ve bu yüzden kalıcılık süreleri bir hayli kısadır. Oysa kök hücre bakımından zengin yağ dokusu transferinin kendini besleme, kendi kendini çoğaltabilme ve kalıcılık adına daha uygun bir uygulama sunma hüneri vardır. Bu sayede, kalıcılığı daha uzun bir zamana yayılır. Kök hücrelerin ikili bir işlevi vardır: Enjekte edildikleri bölgede dolgunluk sağlamak ve hangi doku içinde yer alırlarsa alsınlar oradaki doku hücrelerine kendilerini dönüştürmek. Örneğin, kas dokusu içine enjekte edilmiş kök hücreler, kas dokusunu yenilerken; deriye zerk edilmiş kök hücreler ise deriyi yenileyecektir.

  • İyileşme Süreci

Kök hücre uygulaması ile iyileşme sürecinin hızlandırılması mümkündür; ancak bu durum, kişilerin durumlarına göre farklılaşan bir istikamet izler. Örneğin, yüz ile meme bölgesine transferler yapılan hastalar, takriben 5 gün içerisinde; aynı şekilde popoya ya da bacak bölgesine enjeksiyon yaptıran kimseler ise 7 gün içerisinde gündelik hayatlarına dönebilirler. Yağın alınıp transfer edildiği bölgede, uygulamanın hemen akabindeki süreçte hafif ödem oluşumu ya da morarma meydana gelmesi söz konusu olabilir. Uygulamanın temel hedefi, bacakların dolgunlaştırılmasıysa bu durumda hastalarımıza 2-3 hafta süreyle varis çorabı giyilmesini öneriyoruz. Kapalı bir prosedür olduğundan, komplikasyon oluşma ihtimali fazlasıyla düşüktür.

  • Sonuçların Görülmesi

Oluşan ödemler dışarıda bırakılırsa, sonuçların çok çabuk görülmesi gibi bir durum söz konusudur burada. Bir başka ifadeyle, enjeksiyonun oluşturduğu dolgunluğun derhal görülmesi mümkündür. Ödemin tamamen geçmesi ve yağ dolgusunun tamamen yerleşmesi ise birkaç haftalık bir zaman dilimi gerektirebilir. Çoğu durumda enjekte edilen yağ dolgusunun % 60-70’lik bir kısmının dolgunluk yaptığını söylemek gerekir. Kök hücre bakımından zenginleştirilen yağ hücrelerinin enjeksiyonu sonucu elde edilen neticelerin gerek dokularda onarım sağlayıcı gerekse de kalıcı bir durum oluşturduğunu söyleyebiliriz.

  • Kazanımlar

Yağ dokularından elde edilen kök hücreler vasıtasıyla yapılan tedavilerin, kimyevi ya da sentetik ilaçlara gereksinimi ortadan kaldırarak kişilerin kendi vücutlarında doğal olarak bulunan hücrelerle gerçekleştirilmesi sebebiyle uyum süreci son derece sorunsuz bir şekilde ilerler. Bu mantıktan bakılınca, bedenin hâlihazırda kendini yenileyip onardığı kök hücrelerin, yine aynı beden içerisindeki başka problemli bölgelere transfer edilmesi, oldukça net ve organik sonuçların ve kazanımların elde edilmesini sağlar. Kök hücrelerdeki yeniden-üretim mekanizması, bir insanın yaşamı boyunca durmadan yenilenir. Bu sayede, fiziksel görüntünüzün arzu ettiğiniz biçime kavuşması adına, kök hücrelerin işe koşulması ve kendinizle daha uyumlu ve kusursuz bir bedensel iletişim kurmanız mümkündür.

Estetik operasyonlardan beklenen en önemli şey, doğal görünümün korunmasıdır. Yağ enjeksiyonu, ne çok yapay ne de çok abartılı bir görüntü ortaya koyduğundan tercih edilmektedir. Kesi izi yoktur, kanama söz konusu değildir ve enerjik bir görüntü kazandırır. Dahası, birden fazla etmene bağlı olarak kümülatif gelişme gösteren yaşlılık durumunun, bireylerin kendi öz bedenlerinden elde edilen kök hücrelerle giderilmesi ya da onarılması, sentetik ya da kimyevi enjeksiyonlarla kıyaslandığında çok daha sağlıklı ve kolaylıkla uygulanabilir bir tedavi imkanı sunar. İkinci bir yağ transferi işlemine nadiren ihtiyaç duyulur.

  • Transfer Etme Süreci

Yağ dokularında var olan kök hücrelerin elde edilmesi işlemi, son yılların dünyasına ait bir keşiftir. Yukarıda da bahsedildiği gibi geçmişte kök hücrelerin elde edilmesi ancak kemik iliklerine müdahale eden cerrahi ve zorlayıcı bir uygulama sayesinde mümkünken, bugün kök hücrelerin yağ dokularında ziyadesiyle bulunduğunu bildiğimiz ve kolayca işlenmesini mümkün kılan bilimsel ve teknolojik bir yaklaşıma ve uygulama tekniğine sahibiz. Kök hücrelerin, vücudunuza herhangi bir zarar vermeksizin liposuction sayesinde alınabilmesi mümkündür. Yağ dokularında bulunan kök hücreler özel bir teknikle ayrıştırılıyor ve zenginleştirilip çoğaltılıyor. Temel maksadın kalıcılığın arttırılması olduğu kök hücre enjeksiyonunda, liposuction kullanılarak elde edilen yağ dokularının, steril tüpler içinde doku bankalarında muhafaza edilmesi ve gerektiği zaman diğer işlemler özelinde kullanılması mümkündür.

  • Yöntemler

Yağ enjeksiyonu yapılması için kullanılan teknikleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Geleneksel yağ enjeksiyonu
  • Mikro yağ transplantasyonu

Bu yöntemlerden her ikisinde de kişilerin hem fiziksel durumları hem de temel sorunları dikkate alınarak işlem yapılır. Aralarındaki en belirgin fark, enjeksiyonun sağlayacağı kalıcılık sürecidir. Geleneksel yağ enjeksiyonu ile yapılan uygulamalarda, dokunun alınması ve transferi süreci, yağ dokusunun bir kitle halinde alınması ve transfer edilmesi şeklinde gerçekleştirilir. Mikro yağ transplantasyonunda ise uygulama düşük basınçla yapılır ve elde edilen dokular kütle halinde değil işlemden geçirilerek enjekte edilir. Zenginleştirme işleminden sonra dokuların % 30’u ila 40’ı erir ve geriye kalan oranda dolgunlaşma sağlanır.

Detaylı Bilgi & Randevu

0532 235 74 90

Her gün 09:00 – 21:00 saatleri arasında asistanıma ulaşabililirsiniz.

DERMATOLOJİ UZMANI
Uzm.Dr. Tayfun KOÇOĞLU

Google Yorum

Dr. Tayfun beye kuzenim botoks yaptırmıştı çok memnun kaldı, daha önce başka bir yerde yaptırmıştı ve 2 ay sonra etkisi geçmişti. Araştırmaları sonucunda Tayfun beyin botoks konusunda Ankara'da ünlü bir dermatolog olduğunu öğrenince şubat ayında birde orada yaptırmayı denedi ve yaklaşık 6 ay etkisini kaybetmedi çok memnun kaldı. Geçen cumartesi yeniden botoks yaptırmaya gittiğinde bende dudak dolgusu için görüşmeye gitmiştim. Tayfun bey o kadar dürüst bir iş ahlakına sahip ki senin dudak dolgusuna ihtiyacın yok çok güzelsin, dudaklarında çok güzel diyebildi! =) Yinede içimde kalsın istemedim ve sadece üst dudağım için küçücük bir dolgu yaptırdım fiyat konusundada yardımcı oldu sağolsun, hiç kırmadı beni, şuan yeni dudaklarımla çok daha mutluyum iyikide yaptırmışım ve Tayfun beyle tanışmışım diyorum. Dolgu ve botoks düşünen herkese tavsiye ederim.
Gözde Soykal
9
YAĞ ENJEKSİYONU
Image Title
Gynaecology Department
Image Title
Dental Department
Image Title
Traumotology Department
Image Title
Births Department
Image Title
Cardiology Department